30 Eylül 2009 Çarşamba

KOKULAR VE İZLENİMLER..






Hiç bazı kokuların sizi bazı anlara götürdüğü oluyor mu? Mesela bir parfum kokusu duyduğunuzda sizi, seneler öncesine götürdüğü, ya da çok sevdiğiniz bir anı tekrar yaşattığı..






Bana Amerika da bu sık sık oluyor. Belli kokular benim için Amerika demek, aslında bunu uzun zamandır farkediyordum ama dün emin oldum






Amerikada Türkiyede olmayan belli başlı bazı mağzalar var. Aslında eminim yakında onlar da gelecektir hatta belki de gelmiştir de haberim yoktur. Mesela Abercrombie mağzaları burada, mağzanın yakınına gelmeden hissedilir çünkü mağzanın içine öyşe bir parfüm sıkarlar ki siz bu kokuyu mağzaya gelmeden bir blok öteden duyarsınız. Hatta herhangi aldığınız ürünün üzerine o parfüm kokusu sinmiştir, bir süre abercrombie kokusuyla gezmek zorunda kalırsınız.






Aynı durum Victoria Secret mağzaları için de geçerli, parfümlerinin, body mistlerinin kokusu taaa ileriden burnunuza gelir. Bu tıpkı Türkiye deki body shop mağzalarını andırır, ama dedim ya bu bahsettiğim 2 mağza da Türkiyede olmadığından bu kokular tamamen buraya has benim için.







Bir de yine Abercrombie'nin alt mağzası olan Hollister da aynı etkiyi yaratır. Oranın parfümü ile beraber içerisinde yüksek volümle çalan rock müzik de ayrıca tamamen Amerikaya ait bir yerde olduğunuzu hissettirir.





Food Court'a doğru yürüdüğünüzde adı Cinnabon olan, daha önce hiç yemediğim, Amerikalıların genelde önünde kuyruk olduğu, ve hatta elleriyle yediği tarçınlı tatlının kokusu, hemen hemen bütün yemeklerin kokularını bastırır ve yine ülkenizden çok uzakta olduğunuzu hissettirir size. Ama kötü anlamda değil yani aslında değişik bir yerde olduğunuzu, başla bir lisan ve başka başka kültürlerle içiçe olduğunuzu hatırlatır anlamında...






Geçen gün mall'da yeni açılan Sephora da gezerken, Jean Paul Gaultier'nin klasik kokusunu koluma sıktım. Bu koku beni burdan aldı ve ortaokul 3 e götürdü, Çünkü 16 yaş doğumgünümde bu kokuyu sıkmıştım ve adeta o ana geri döndüm. Sanırım bu his herkese oluyor, yani bazı kokular insanın aklına o kadar kazınıyor ki, tekrar o kokuyu duyduğunuzda o ana geri dönüyorsunuz.






Mesela derler ya havalar ısınmaya başladığı zaman, yaz kokusu geldi diye, işte bu ne kadar mutlu eder insanı, yazın o huzuru, sıcağı hissedilmeye başlanır, ya da bahar kokusu denir, üşüsek de güneşi görürürz artık..





Bu bir nevi "deja vu", deja vu fransızcadan geliyor, deja "bile"; vu "görülmüş" anlamında, yani daha önce yaşanmış bir anı yeniden yaşamış gibi hissetmek. Bu hayatımızın herhangi bir anında aniden olabiliyor, aslında bana göre bu hala tam çözülmüş bir hadise değil, yani biz bu anları daha önce gerçekten yaşıyor muyuz yoksa sadece rüyamızda bir süre sonra yaşayacağımız anları mı görüyoruz. Kafamda bir dolu bu çeşit soru olmasına rağmen çok da irdelemek istemiyorum, yani ne yaşanacaksa oluruna bırakıp görmek, bazı olayların sebeplerini araştırmaktan daha akıllıca geliyor bana. İşte duyduğum kokuların beni başka diyarlara götürmesi de bir nevi "deja vu" benim yorumumla.





Bu ara en çok vakit geçirdiğim okulumun kapısından girince hemen sol taraftaki fotokopi odası ile sağ taraftaki küçük kafeden gelen, birbirne karışan kağıt ve kahve kokusu sanırım bana birkaç yıl sonra bu zamanları hatırlatacak. Hatta şimdiden bu kokuyu her gün de duysam 2 yıl önce ilk geldiğimde buradaki birşeyler yapma hevesimi ve çabalarımı hatırlatıyor. Bir de buarada kağıt ve kahve çok fazla derecede ders çalışmam gerektiğini de hatırlatıyor:)






Geçen sene yani 2008 ekim ayı sonu ablam-eşi ve yeğenim buraya bizleri ziyarete geldiklerinde kullandığım parfümün eşantiyonlarını buldum çekmecemde, ben parfümümü sürerken yeğenim sofya da yanımda beni seyreder ona da sıkmamı ister, bugünlerde sık sık o ana geri dönüyorum parfümü kokladıkça..Halloween hazırlıklarının, süslemelerinin ve kostümlerinin bütün mağzalarda sergilendiği yılın bu dönemi o parfüm kokusu ile beni geçen seneye götürüyor adeta.
Aslında ben eski şeyleri hatırlamayı, eski anılardan sık sık bahsetmeyi pek sevmem, hatta eski tarihli gazete ve dergi bile okuyamam ama bu durum biraz farklı, sanırım insan kendisini iyi hissettiği anları hatırlamayı ve kafasında canlandırmayı seviyor, bunu hatırlatan bir koku da olabilir bir olay da...





Kendi evime sık sık oda parfümleri, kokulu mumlar, tütsüler alıyorum, bana bu güzel kokular hem huzur veriyor hemde bize gelenlerin, bu kokuları başka yerlerde duydukları zaman, yüzlerinde bir tebessüm olmasını "bu koku çok tanıdık geldi" demelerini istiyorum sanırım:) Ayrıca bu güzel kokuların pozitif enerji yarattığına da inanıyorum..

Buarada tabii ki bazı kokular size sevmediğiniz kişileri ya da olayları da anımsatabilir mesela sevmediğiniz birinin kullandığı parfümü koklamak istemezsiniz çünkü size o kişinin sizde yarattığı negatifliği hatırlatır. Biz farketmesek de sanırım "kokuların" hayatımızda çok önemli yeri var. Gerçi belki sadece ben bu kadar etkileniyorumdur, şimdiye kadar pek fikir aldığım bir konu olmamakla beraber, belki de kimse bu etkinin tam anlamıyla farkında değildir diye düşünüyorum.

Ben burada kafamda yeni ""Amerika kokuları" yaratmaya devam edeceğim. Tamamen buraya has olan başka özellikler keşfedip paylaşmaya devam edeceğim.

Her zaman bahar çiçeklerini hatırlatan kokular koklamanız dileğiyle.

sevgiyle...















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder