16 Şubat 2010 Salı

OLUMLAMA...


Dün derste hoca bir terimin tanımını sordu..Kimseden ses çıkmadı..Ben de parmak kaldırıp bildiğimi söyledim. Hoca "excellent" dedi.. Aman tanrım!!! bendeki mutluluk görülmeye değerdi..Yaklaşık 3-4 haftadır, sadece haftada 1 gün 2 saat gordüğüm, ve belki okul bitince bir daha hiç göremeyeceğim bir amerikalıdan bunu duymak neden beni bu kadar mutlu etti die düşünmeye başladım..


Onaylanma duygusu...Bunda karar kıldım..Belki de sadece bir parçası ama beni bu mutlu etti sanırım..



Hayatım boyunca eleştiri yapmamaya gayret ettim ediyorum da..



Bana 5 sene önce biri demişti ki "ne yaparsan yap USLUP cok önemlidir". Ben bu lafı hayatımın her alanında uygulamaya çalısıyorum.. Her zaman başaramıyor olabilirim ama en azından attığım her adımın uygun bir uslupla olmasına gayret ediyorum..




Birilerini hiçbir zaman onaylamazsanız, yaptığı hiç ama hiçbir şeyi doğru bulmaz ve surekli olumsuz onamalar yaparsanız, o insana hiç şans vermemiş ve aslında gerçekten neler yapabileceğini kaçırmış olursunuz bana göre.




Yapamadın, yanlış yaptın, olmadı, böyle yap...Bunlar insanın kafasını ambale eden, yaptığı her ne ise bunları duyduktan sonra ne motivasyon ne inanç bırakan olumsuz onamalar..



Şöyle düşünelim, bir sabah uyandınız, yataktan kalktınız, ve o andan itibaren "hastayım" demeye başladınız. Bunu sık sık tekrarlar ve en önemlisi inanırsanız o günü hasta geçirebilirsiniz hiçbir şeyiniz olmamasına ragmen.


Sevdiğiniz, deger verdiğiniz birinin size söyleyeceği olumsuz cümleler de siz de aynı etkiyi yaratabilir. Biliyorum bu durum bende biraz fazla etki yaratabiliyor yani herhangi birinin söylediği birsey bile günümü değiştirebiliyor ama elimden geleni yapıyorum..En azından sadece benim için önemli olanların yorumlarının beni etkilemesine izin vermeye çalışıyorum...





Mesela, iş yerinde işi öğrenmeye çabaladığınız süreç çok öenmli ve hassas bir dönem. Hem siz kendinizi kanıtlama hem de çabuk öğrenme gibi vasıflarınızı göstermeye çalışırken, birinin size her yaptıgınızın yanlış olduğunu, hatta doğruları bile görmezden geldiğini hissetmek çok yorucu ve tamamen kariyeriniz aleyhine bir durum yaratır.



Bu gibi herseyleri olumsuz karsılayan insanlara karşı savunma mekanizmaları geliştirmek gerekir. Benim psikoloji eğitimim yok ama insan psikolojisinden az da olsa anladığımı idda edebilirim. Karşınızdakine sürekli olumsuz cümlelerle yaklaşırsanız iletisim kuramazsınız ve o kişi sizden kaçmaya başlar. Aslında kişilerin sizden kaçmasına umursamıyorsanız çok da önemli olmayabilir sizin için yani kendi yaptığınız her adımı dogru bulup eleştirmekten keyif alıyorsanız bu da bir yol..



Ben insanların birbirlerinden durmadan birseyler öğrenebileceğine inanıyorum. 5 yaşındaki prenses yeğenim Sofya'dan bile bir sürü şey öğrendiğimi idda edebilirim. O halde neden ona bile kendi yolumu öğretmeye zorlayayım ki...



Her insanın kendi yolu, her insanın kendi tarzı ve her insanın kendi dogruları vardır, önemli olan başkalarınınkini de yanlış diye hemen harcamamak...



Bundan birkaç yıl önce konuşma fırsatı bulduğum bir NLP danışmanı ( NLP: Neuro Linguistic Programming, Türkçede "Sinir Dili Programlaması" olarak adlandırılmış ve kişilerin pozitif gelişimine katkı sağlayan bir bilim dalı) bana insanları 3 gruba ayırabileceğimizi bazılarının işittiklerinden yani duyma duyuları cok gelişmiş olduğundan, hemen etkilendiklerinden; bazılarının görme duyuları yani her gördüklerinden cok etkilenip hayatlarını ona göre yönlendirdiklerinden; bazılarının ise tat ve koku alma duyularını kullanarak dış dünya ile iletişim kurduklarını ve hayatlarının daha çok bu duyuları sayesinde şekillendiğinden bahsetmişti.



Ben tamamen ve tamamen işitme duyusunun ağır bastığı bir insanım. Biri kazara saçın cok çirkin olmus derse, ya da özene bözene hazırladıgım herhangi bir şeyi beğenmezse...vay onun haline:)



Tamam kabul ediyorum benim etkilenme alanım oldukça fazla ama gerçekten çalışıyorum bu konuda..Heralde kendim bu kadar etkilendiğim için genelde birseyleri begenmesem bile bunu da belirtmem gereken bir durum ise, olabildiğince nazik ve olumlayarak yapmaya gayret ediyorum.



Böylece karşımda o kadar emek harcamış olan kişiyi kırmamış, gününü kötü yönde etkilememiş ve hatta güvenini kazanmış oluyorum.



Sonuç olarak yine uslup mevzusuna dönebilirim. Kimse herşeyi begenmek, dogru bulmak zorunda değil. Ama bunu belirtmeden belirtmeye de fark var.."Çok kötü olmuş" demek var bir de; "doğru yoldasın ama bence daha iyisini yapabilirsin" demek var. Karşındaki kim olursa olsun, sen o işin eksperi bile olsan önce dinlemeli ve anlamalısın. Belki senin asla aklına gelmemiş bir fikir ortaya çıkarabilir ve sen ondan bunu öğrenebilirsin.



Dün sınıfta hocadan duydugum olumlama ile bir anda dersten kopup kafamda bunları düşünmeye başladım. Yaptığım tanım "excellent" demeyi gerektirmiyordu, söylediğim 2-3 cümle doğruydu o kadar, ama hocanın bu olumlu tarzı sayesinde birdahaki dersine daha çok hazırlanacağımı hissediyorum.


Bir alıntı : "Söz büyüdür. Bu nedenle kullandığınız her sözcüğün niyetinizle, varmak istediğiniz noktayla ilgili olmasına özen gösterin".


İşte böyle düşünüyorum, umarım açıklayıcı olmuştur..Hayat boyu olumlu insanlar, olumlu düşünceler yanınızdan eksik olmasın..




sevgiyle...


1 yorum:

  1. çok etkilendim sanıyorum haftada iki üç kez okuyacağim şunu anladım olumlu insanlar ve düşüncelerle bır aradaolmaya çalışacağim
    elimizden geldiğince

    YanıtlaSil