20 Ağustos 2009 Perşembe

Amerika, Amerika...



Amerika..Dünyanın başkenti, büyük güç..Türkiye'den Amerika nasıl görünüyor? Fırsatlar ülkesi, yaşamın kolay olduğu ülke..
Ben hayatımda hiçbir zaman Amerika hayranı olmadım, olamadım, olmak istemedim.
Bana göre Amerika; imkan varsa bir süreliğine gelip, tecrübe edinip, (dil okulu, yuksek lısans, sertifika, iş.. olabilir) cok da uzatmadan ülkene geri döndüğün zaman gerçekten insanın kişiliğine birçok artı katar.

Bir kere gerçekten dünyanın diğer ucu, bütün sevdiklerinden kilometrelerce uzaktasın ve arada okyanus aşırı mesafeler var.. Bu okyanus aşırı mesafe lafı benım gibi akşam karanlığında güney sahillerinin iskelelerine zor çıkan biri için çok büyük anlam ifade ediyor.
Yani şöyle haftasonu gideyim ailemi arkadaşlarımı görüp geri geleyim diyebileceğin bir yer değil, benim olduğum yerden Türkiye ile aramızda 7 saat zaman farkı var. Sevdiklerimizin çoğu orada güne başlarken biz burada henüz uyuyor oluyoruz. Neyseki bu internet denen hadise var da iletişim kurmak problem olmuyor sevdiklerimizle..
Amerika büyük güç bunu anladık tamam da neden mesela tarih atarken bizim gibi önce günü değil de önce ay ı yazıyorlar? Peki neden hava durumuna fahrenheit olarak bakıyorlar da celcious olarak değil? Neden bütün dünya mesafeleri anlatmak için "km" kullanırken amerikalı kardeşlerimiz "mil" kullanıyor...bu liste böyle uzar gider. Aslında ilk etapta ne var bunda diyebilirsiniz ama burada yaşamaya başlayınca ilkokul birinci sınıftan beri alıştığınız tarih atma şekli burdakilere birşey ifade etmediğinde bu konu önemli hale geliyor. Bir de evinize tartı alıp tartılmak istediğinizde karşınıza çıkan 3 haneli rakamlar da sizi baya şaşırtıyor. 115 mi aman tanrım ne oldu bana???Neden kg yerine pound kullanıyorlar ki. Tamam abartmaya gerek yok insan tabii ki de alışıyor bunların hepsine ama sadece bu soru akılda kalıyor "neden"!!
Tartıda çıkan 3 haneli rakamı 2.2 ye böldüğünüzde kg, yolda kaç km yaptığınızı bulmak için de mil i 1.6 ile çarpıyorsunuz.
Gündelik hatta 10 günluk hava durumuma bakmadan rahat edemiyorsanız benim gibi o zaman internette fahrenheit ı celcious a çeviren otomotik hesaplayıcıları kullanabilirsiniz.
İşte bunlar en basit günlük hayatta alışılması gerekenler.
Burası bizim ülkemizden, Avrupa ülkelerinden, İskandinav ülkelerinden tamamen farklı, burada kurallar insanların uyması için konmuş ve uymayanlar zaten mutlaka cezalarını çekiyorlar.
Burada en cok sevdiğim hadiselerden biri insanların birbirlerine olan saygıları, herkes birbirine kapı tutar, yanınızdan geçerken veya aksırdıktan sonra mutlaka "excuse me" der ve mutlaka ama mutlaka " günaydın" derler. Upuzun kuyruklarda saatlerce sıkılmadan bekler ve şikayet etmezler. Devlete oldukça yüklü vergi ödersiniz ama bun vergi size gerçekten yol-su-elektrik olarak döner. Kimse kimseye dönüp ne giymiş diye bakmaz, araba kullanırken taciz edilmezsiniz, ama sizin ikramınız ve misafirperveliğiniz hiçbir yerde bulunmaz.
Bizim arkadaşlıklarımız, aile ilişkilerimiz, yaşam tarzımız o kadar farklı ki, burada herşey profesyonellik ve iş anlaşması şeklinde, mesela bir ev arkadası arıyorsanız bu tamamen kira kontratını ödemek ev giderlerini karşılamak için yapılmış bir ortaklık oluyor, yani iyi vakit geçirip anlaştığınız bir arkadaştan çok iş ortağı arıyorsunuz kendinize.
Bu ve bunun gibi örnekler çoğaltılabilinir.
Bugünlük biraz olsun buradaki alışkanlıklardan ve farklılıklardan bahsetmek istedim, bence İstanbul gibisi yok, olamaz....


sevgiler..












4 yorum:

  1. karım die demiorum ama yine dokturmus :)))) yazılarınızın devamını buyuk bır sabırsızlıkla beklıoruz nazlı hanım...kocanızdan da arada bı bahsedersenız sevınırız..onuda merak edenler olabılır..ancak lutfen ayse arman gıbı sevgilim die bahsedin yazılarınızda....

    YanıtlaSil
  2. Ya Burak bomba bi insansın:))

    Nazlıcım yazılarını heyecanla takip ediyorum canım.

    YanıtlaSil