11 Ağustos 2009 Salı

uzaklarda olmak...

merhabalar
dünyanın öbür ucundan okyanus aşırı mesafelerden yazıyorum.
Burda hava bugün cok sıcak yaklaşık 35 derece, ama bizim bildiğimiz İstanbul sıcağı gibi değil çünkü burda bir anda yağmur yağar, şimşek çakar, fırtına cıkar. Sonra hiçbirşey olmamış gibi güneş yeniden yüzünü gösterir. Bir de o nem yok mu? "Friends" seyredenler bilirler hani bir bölümde Barbados'a gidiyorlardı ve orada Monica'nın saçları nemden dolayı kabarıyordu.İşte coğu zaman burada öyle gezmek zorunda kalıyorum:)
Sıcaktan bunalıp kendinizi kapalı mekana atmak istediğinizde, bu alışveriş merkezi veya büyük devasa marketlerden biri olabilir, klimalar öyle bir çalışıyor ki aklınız hayaliniz durur. Eksi 5 derece rahat vardır. Geçenlerde sinemaya gittik. "Public ennemy" oynuyordu. Yaz ayında olduğumuzdan tişörtlerimizle sinemaya girdik. Hayatımda uzun zamandır o gece üşüdüğüm kadar üşüdüğümü hatırlamıyorum. Burak kollarını ısıtmak için kollarını tişörtünün içine soktu, ben dizlerimi karnıma çektim ki ayaklarım ısınsın..keşke yanımızda battaniye getirseydik yok hırka alsaydık ya da atkı getirseydik diye söylenmekten flimden de birsey anlayamadık.
Burada yaşıyorsanız yaz aylarında hırkalarınızı kaldırmayacaksınız. Çantanızda mutlaka bulunduracaksınız çünkü aynı şekilde yemeğe gittiğiniz restoranlar da derin dondurucu kıvamında.
Üniversiteler de aynı tabiiki..anfilerin, sınıfların soğundan hocaları doğru düzgün dinleyemiyorsunuz çünkü kahve almamışsanız soğuktan içiniz geçiyor şöle bir kestirme hayali kuruyorsunuz bütün ders...
Bugün 3 ay aradan sonra ilk defa okula geldim, kitaplarımı aldım ve haftaya başlayacak olan dersler için hazırlanmam gerekiyor. 3 dersden ders basına 50şer sayfa okumam var ve bir hafta zamanım. Sabahın 9undan beri kütüphanedeyim fakat o kadar üşüdüm ki değil okumak kitapları açamadım bile. Henüz okuldaki kafeler açılmadığından 5 dakika mesafedeki "mall" içindeki caffee beanery 'den kahvemi aldım umarım birşeyler okuyabilirim.
Burada neler yaptığımı, Amerikada hayatın nasıl olduğunu, en çok nelerin özlendiğini ve gördüklerimi sizlerle paylaşacağım..umarım okumaktan keyif alırsınız..
şimdi dersime dönmem gerek
uzaklardan sevgiyle....

1 yorum:

  1. öyle güzel anlatmışsın ki, sana buradan bir fincan tarçınlı zencefilli ıhlamur demleyip yollamak geldi içimden...devamını merakla bekliyorum... bence senin orada oluşun, aslında dünyanın hiçbir yerinin diğerine sandığımız kadar da uzak olmadığını öğretti bize... burada günlük telaştan bir alo dan öteye gidemediğimiz gunler olurdu. şimdiyse uzun uzun sohbetler yapabiliyorus...tabi, gonul isterdi ki çaylarımızı karşılıklı yudumlayalım, istediğimiz an kucaklaşalım...ama yine de teknolojiye teşekkür edelim, tam öyle olmasa da buna benzer deneyimler yaşatıyor bize... bazen sıkıcı olabilse de oradaki deneyimlerin eminim hayat boyu sana kalıcı birçok guzellik sunacak. galiba yaşarken değil de sonrasında daha çok anlıyor insan... neyse dediğim gibi devamını heyecanla bekliyorum. öpüyorum çok :) sevgileeeeer bebeeeee :D

    YanıtlaSil